Bir sevdiğine, akrabasına, komşuna hediye alma günlerimiz geldiği zaman çoğu zaman öyle kalırız. Ne alsam ? Ne sever? Ne ister? Beğenir mi? Zor bir şey aslında. Ama benim çoğu zaman gördüğüm şu ki, insanlar karşısında ki kişinin tercihlerini unutup kendi zevklerine göre hediyeler alıyorlar hediye verecekleri kişilere..Ben seviyorum ya o da kesin beğenir. Yok böyle bir şey tabi. Kim ister ki hediyesinin alınıp, kullanılmadan bir köşeye itilmesini.. Ama çoğu aldığımız ve verdiğimiz hediyelerin sonu bu oluyor. Yada başka birinin evinde saklanmak üzere hediye ediliyor. O da severse ne ala, sevmezse yine ömrü kenar köşe olacak..
Alınmaması gereken hediyeler:
Ben hediye alırken, genelde o kişiyi gözlemliyorum. Çevremdeki kişi ise, dolaşırken elini nelere atıyor bakıyorum. Yada evini biliyorsam zevkini az çok tahmin edebiliyorum. Hiç tanımadığınız birine giderken onu tanıyan birine sorabilirsiniz. Züccaciye sever mi? Parfüm kullanır mı? Evinde tost makinesi var mı?
Gözlük sevmeyen birine gözlük, makyaj yapmayan birine makyaj malzemesi, takı takmayan birine takı almak, biblo evine koymayan birine biblo hediye etmek.. İşte o hediyeler gitti çekmece köşesine..Birde hediyelerinizi mutlaka gözden geçirin, kenarı köşesi kırık mı? Çatlak patlak mı? Böyle hediyeleri görünce içim cız ediyor. Ayrıca bir de size gelen hediyeyi
beğenmeyip başkasına götürdüğünüz belli olan hediyeler var. Nasıl anlaşılıyor. Paketinden çok kolay anlaşılır. Giysi çok tanımadığınız birine asla alınmamalı. Yada onun beğendiğini bildiğiniz ama alamadığı bir şey belki. Ama zevkler çok değişik.Üzerinde asla görmeyeceğiniz bir şeyi neden alıyorsunuz ki..
Mesela ben hatırlanası hediyeleri seviyorum. :) Belkide almayı hiç düşünmediğimiz hediyeler aslında çok özel olabiliyor. Bana gelen son unutmadıklarım..
Bıçak:
Geçen ay arkadaşım Züliş Ankara'dan ziyaretime geldi. Kendisi aşçılık kursu aldı. Bana yemek yapmakistedi. Çekmeceleri açtı, "Senin hiç bıçağın yok mu "dedi? Aslında evde 6 yakın bıçak var. "Nasıl yani ? "dedim. Var ya orada bir sürü bıçak. "Bunlar bıçak değil ki sen nasıl yemek yapıyorsun bunlarla " dedi..:) Kız ertesi günü gitmiş bana bir bıçak almış.Vay o ne güzel bıçak.. Çat çat kesiyor, hiç uğraştırmıyor. Eski bıçaklardan, hani bileyciye verdiklerimizden. Benim bütün bıçaklar çöp oldu. :) Ne haklıymış ben ömrüm boyunca kesmeyen bıçaklarla işkence çekiyormuşum. Velhasıl o gitti ama bıçağı bana yadigar kaldı. Her gün elime alıp her gün onu anıyorum:) ve diyorum ki "birine hediye alacaksan ve seni hatırlamasını istiyorsan ona bıçak almalısın."
Türk Kahve Makinesi:
Sonra geçen akşam bir arkadaşım eşiyle yemeğe geldi. Bana gelirken bir kahve makinesi hediye getirdiler. Kahve Dünyası'nın mekinesi. Türk kahvesi yapma makineleri piyasaya çıktığı günden beri her gördüğüm yerde elime alır bakar inceler, aman cezve neyime yetmiyor der ve bırakırdım.. Üstelik bizim evde her gün Türk kahvesi pişer.:) Bazen köpüklü olur, bazende bir türlü köpürmez.. Hemen denedim. Sizin için içinden saydım. 30 kadar sayınca şıp diye harika köpüklü bir kahve oluyor. Ben çok beğendim, Her gün kahve pişirirken Selen'i bir kez daha anıyorum.
Tepsi:
Sonra eski komşum bana bir tepsi almış. Büyük güzel bir tepsi. O tepsiyi hemen hemen her gün kullanıyorum. Elime her aldığımda canım komşum aklıma geliyor..ne güzel bir hediye..
Hediye alırken düşünmek lazım. Düşünülmek ve hatırlanmak ve hatırlamak dileğiyle...
Gerçekten de dediğin gibi, insanlar artık kendi beğendiklerini alıyorlar, karşıdaki kişi ne sever neye ihtiyacı vardır diye düşünmeden.
YanıtlaSilHediye bence almış olmak için değil, gerçekten düşünülerek alınmalı. Sevgiler!!
Kesinlikle çok haklısın, ihtiyaca yönelik hediye daha akılda kalıcı ve anlamlı oluyor. Kişinin kendi zevkine göre aldıkları ise bir yerden sonra ya çöpe ya da dediğin gibi çekmece köşesine gidiyor :)
YanıtlaSilBenimde en son doğum günü hediyem bir steak bıçak setiydi. Açıkcası pek hoşuma gitmedi :) Doğumgünü hediyesi olarak bir bıçak almak pek güzel değil :) halen mutfakta duruyor. Açıp kullanasım da yok .
YanıtlaSil